
“Sadece edebiyat.”
YİRMİNCİ YÜZYILIN ACIMASIZ SAVAŞ DÜNYASINA EDEBÎ BİR KEHANET
On dokuzuncu yüzyıl son bulurken Avusturya-Macaristan İmparatorluğu topraklarında Törless askerî bir okula gitmek üzere konforlu evinden ayrılır. Bu okulda ergenliğin en derin sorunlarıyla ve sorularıyla yüzleşirken aynı zamanda kendini acımasız bir deneyin ortasında bulur. Bu deney Törless’i insanlığın karanlık, akıl dışı dün-yasıyla tanıştıracaktır.
Genç Törless’ten bir parça:
“Bu yetişkinler ve sözüm ona çok zeki insanlar kendi etraflarına bir ağ örüyor, her bir ilmek bir diğerine bağlandığı için bunun doğal bir şey olduğunu sanıyor ama kimse her şeyi bir arada tutan ilk ilmeğin nerede olduğunu bilmiyor işte; daha önce ikimiz de bu konuyu hiç bu kadar ciddiyetle ele almamıştık zira insanlar böyle konularda çok fazla konuşmayı sevmez, ancak artık herkesin dünya hakkındaki görüşünün aslında ne kadar sığ ve zayıf olduğunu görebiliyorsun. Hepsi bir tür yanılsama, kafa bulanıklığı ve zayıflığın pençesinde! Bir tür anemi bu da!”
Övgüler
Kitabın Kapağında Kullanılan Resim Hakkında

Kapaktaki Resmin Sanatçısı Mehmetcan Yaman Hakkında
Mehmetcan Yaman 1986 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitiminin bir senesini İspanya’da geçiren sanatçı 2014 yılında YTÜ Bileşik Sanatlar Programı’ndan mezun oldu. Özellikle tuval resmi üzerine çalışmalarını sürdürürken odaklandığı konular belirli bir karanlığı barındıran tinsellik içerir.
Kendi atölyesinde sanatsal üretimine devam ederken aynı zamanda Masterpiece’de sanat tarihi dersleri vermektedir.
Kapakta Kullanılan Resim (Pain) Hakkında
Mehmetcan Yaman’ın çalışmalarının geneline baktığımızda soyut veya gerçek anlamıyla karanlık mekânlar içinde bulunan figürler görürüz. İçlerinde bulundukları durum bize bu korkutucu, tedirgin edici hissi verir. Pain’e baktığımızda kafasını yukarı kaldırıp bize göz ucuyla bakan ve suratının diğer yarısını tutan bir figür görürüz. Elinde tuttuğu bez parçası kana bulanmış hâldedir. İlk baktığımızda resimde anlatılan acı her ne kadar fiziki acı gibi görünüyor olsa da aslında bize bu acıyı gösteren, figürün bakışı ve belli belirsiz aralık ağzından çıkan sestir. Buradaki acı fiziki acıdan ziyade daha varoluşsal bir acıdır.