
“Sadece edebiyat.”
Bize kalanla başlarız hayata. Her ne kadar bizden öncesini hatırlamasak ya da hiç bilmesek de unutturmaz kendini kalan. Aramızda, arkamızda, yanımızda ve sırtımızda yaşar. Hatta öyle iç içedir ki tadı daha acı, sesi daha gür, dokunuşu daha sert, görüntüsü daha korkunç olabilir geçmişe kıyasla. Geçmiş bulaşıcıdır, geçmişte kalamaz, bulaşmadan duramaz. Şili’nin külle kaplı Santiago kentinde geçen bu romanda üç genç ne hatırladıkları ne de unutabildikleri baskıcı bir rejimden kalanla yüzleşmektedir.
Kalan kitabından parçalar:
…hayatımın her günü, her gecesi, kazacak toprak parçası kalmayıncaya kadar, çöller, hayalet kentler, kirli sahiller, elmalıklar bitene kadar, eksik cenazeler tamamlanana kadar, böyle yapmalıyım, o cesetleri götürüp, ölülerle mezarların, doğanlarla ölenlerin sayısı birbirini tutana kadar gömmeliyim, evet, planım bu, ama dikkatim dağılıyor…
“Beyaz mı yoksa kırmızı mı?” diye sordu o tiz sesiyle. “Kırmızı,” diye cevap verdim sanırım. (Acaba gerçekten kırmızı mı demiştim, hatırlayamıyorum, bazı şeyler aklımdan uçup gidiyor, eğer cevabımı unutursam hatırası da kaybolur mu acaba?)
Övgüler
Kitabın Kapağında Kullanılan Resim Hakkında

Augusto Pinochet eseri Claudio Rojas’ın Condor Operasyonu olarak adlandırılan çalışmalarına aittir.
Condor Operasyonu 1970’li yıllarda Güney Amerika’nın diktatör rejimleri tarafından (Şili, Arjantin, Brezilya, Paraguay ve Bolivya) Richard Nixon başkanlığında ve Dış İşleri Bakanı Henry Kissinger yöneticiliğinde ABD’nin ekonomik ve koordinasyon desteğini alarak yürütülen operasyondur.
Bu iş birliği, komünizme dair her tür izi silmeyi amaçlamış ve totaliter rejimleri desteklemiştir. Condor Operasyonu resmî olarak ve doğrudan yürütülmüştür. Bu operasyon kapsamında rejim tarafından “ideolojilerine ya da politikalarına ters olan” ya da “kurulu düzenin yıkıcısı” ilan edilen insanlar fişlenmiş, gözaltına alınmış, tutuklanmış, işkence altında sorguya alınmış, sınır dışı edilmiş ve katledilmiştir.
Bu uluslararası gizli örgüt Kıta genelinde devlet terörizmini yerleştirmek için kurulmuş ve diktatörlük muhalifi milyonlarca insanın cinayetine ya da tutuklanmasına sebep olmuştur.
Şili’de, 11 Eylül 1973 yılında Başkan Salvador Allende’yi devirmek için düzenlenen darbe sonrasında Augusto José Ramón Pinochet Ugarte iktidara gelirken ABD başkanı Nixon şu politik ifadeyi kullanmıştır: “Latin Amerika kimsenin umurunda değildir.”
Pinochet diktatörlüğü sırasında insan hakları ihlalleri yapılmıştır. Pinochet; solculara, sosyalistlere ve politik eleştirmenlere eziyet etmiş, binlerce insanı katletmiş, 80.000 kişiyi tutuklamış ve on binlerce kişiye işkence etmiştir.
Arjantin ve Latin Amerika kökeni ve insan hakları ve sosyal adalete olan inancı nedeniyle Claudio Rojas Latin Amerika tarihinin bu felaket dönemini bu eseriyle gözler önüne sermiştir. Böylelikle bu zamanların unutulmasını istememiş, yeni kuşak içinde bir farkındalık yaratmak istemiştir ki tekrar bunlar yaşanmasın.
Bu dönemi aydınlatmak için sanatçı bu tarihin temel aktörlerini resmeden on iki eser yapmıştır: Latin Amerika’nın diktatörleri ve o zaman iktidardaki ABD başkanları.
Claudio Rojas; birçok olayı, duyguyu, mağduru ve acıları bir araya getirirken üç sanat akımından yani kübizmin yapısal yönü, dışa vurumculuğun çizgileri ve pop art renklerden yararlanmıştır. Sanat akımlarının bu karmasıyla birlikte farklı duyguları dışa vuran sıra dışı renkler kullanarak şekiller üzerinden bu korkulu dönemin tüm dokusunu eserine taşımıştır.
Bu dönemin mağdurlarını anmanın ve diktatörleri mahkûm etmenin en iyi yolu bu yaşananları hafızalarda tutmaktır. Sanatçı Rojas bu yaşananların unutulmaması için bu dönemi resmetmiştir.
1992 yılında Paraguay’da bulunan sözde Terör Arşivi’ne göre bu baskı döneminin faturası şöyledir:
50.000 insan öldürülmüştür. 30.000 insan ‘kayıp’tır. 400.000 insan hapsedilmiştir.